24 Mart 2014 Pazartesi

Google Yerel Seçim 2014


Google yine yaptı yapacağını. Hayatımızın her alanında sürekli yenilikler sunan Google, bu defa alışılagelmişin dışına çıktı ve siyaset alanında yer aldı. Hepimizin bildiği gibi birkaç gün sonra yerel seçimler var. Özellikle son aylarda yaşanan gezi süreci ve yolsuzluk operasyonları sonrasında seçimler hiç olmadığı kadar heyecan yarattı. Google da insanların beklentilerine cevap vermek amacıyla “Google Yerel Seçim 2014” isimli bir portal geliştirdi.
“Google Yerel Seçim 2014” ile vatandaşlarımız seçimlerle ilgili haberleri takip edebiliyor, adaylarla kurulan canlı yayınlar sayesinde onlara sorular sorabiliyor. Daha önce 2011 genel seçimlerinde hayata geçen sistemde yapılan yenilikler ile bu defa bayağı bir insan Google’dan faydalanacak gibi.


Kısaca özetlersek “Google Yerel Seçim 2014” şunları içeriyor:
Seçilen ve seçen sohbetleri:
Adaylar ile seçmenleri aynı platformda birleştirip Google Hangouts On Air üzerinden bunu canlı yayına aktarabiliyor. Belirlenen gün ve saatlerde sorulara yanıt veriliyor.
Seçim haberleri:
Seçmenler değişik haber platformlarında yayınlanan haberleri toplu halde il bazında görebilecek.

Trends:
Bildiğimiz Google Trends mantığı ile hareket eden bir sistem. Yani hangi aday Google’da daha çok aranıyor, ismi daha çok geçiyor gibi kriterler üzerinden yükselişte veya düşüşte olan adayları görebilirsiniz.
Canlı sonuçlar:

Herhalde en önemli olan kısım burası. Seçim sonuçlarını canlı bir şekilde harita üzerinden istediğimiz bölgeyi seçerek görebileceğiz. Anadolu ajansı ile ortaklaşa çalışılacak olan sistem için http://yerelsecimler.withgoogle.com/  adresine girmeniz yeterli.

20 Mart 2014 Perşembe

Yeni İnterney Yasası ve Reklamlar

Yeni internet yasası ile reklamlarda büyük ölçüde kısıtlama riski ile karşı karşıya. Elbetteki bazı etik dışı reklamların denetim altına alınması çok önemli. Bunlardan bir tanesi olan İntel reklamını sizler ile paylaşıyorum. Açık bir şekilde ırkçılık yapılan reklamı sizler için inceledim.



Intel’in bu reklamıyla Sony’nin ırkçı reklamlar üzerine eleştiri alan tek teknoloji şirketi olmadığını anlayabilirz. Intel 2007’de lanse ettiği  Intel Core 2 Duo Processor reklamı ile yankı uyandıran diğer teknoloji şirketlerindendir.

Reklamda  yan anlamlar ve sembolizm kullanılmıştır. İlk bakışta dikkatimizi çeken ortada duran ve işinin ehli tavrıyla gülümseyen iki kolunu iki yana bağdaştırış kendinden emin görünüşlü , klasik ve düzgün giyimli, beyaz tenli bir adamdır. Ortamdan anlayabileceğimiz üzere bir şirket ofisi görüntüsü kullanılmıştır.Bu adam görüntüsü, tavrı ve duruşu ile şirketin üst düzey çalışanı profili çiziyor. Kendinden emin görünüşlü bu adamın hemen iki yanında eğilmiş vaziyette siyah tenli adamlar bulunmaktadır. Bu adamlar ortada duran beyaz tenli adam gibi klasik  giyimde değillerdir. Koşuya başlamaya hazırlanan bir atlet görünümüne bürünmüşlerdir. Bir atletin koşuya başlama sırasındaki ilk pozisyonu ile dikkat çekmektedirler. Üstelik  siyahi atletler ,simetrik olarak  klasik giyimli yönetici görünümlü  ayaklarının olduğu yere doğru başlama pozisyonuna geçmişlerdir. Bu pozisyonun yan anlamlarında başında olan kişiye itaat etme, onun emrinde olma anlamı vardır. Hemen üstte reklam sloganının dikkat çekmektedir. ‘”Multiply Computing Performance and Maximize the Power Of Your Employees” –“Çoklu programlama Performansı ve Çalışanının Maksimu gücü”  sloganı ile Intel Core 2 Duo İşlemci tanıtılmaktadır.

Slogan ve görsel Intel Core 2 Duo İşlemci  şirket çalışanların şirketteki çalışma hızını ve gücünü maksimum, en üst seviyeye taşıyacağının mesajını veriyor. Reklamın  mesajdan anlayabileceğimiz gibi reklamın ilk hedef kitlesi hızlı çalışma temposu içinde olan şirketler. Intel Core 2 Duo işlemci ile şirket çalışanları hızını ve temposunu arttıracak mesajı  bu noktada dikkat çekici oluyor. Reklamda  çalışanlar atlet olarak sembolize edilmiştir. Atletlerin hızlı olma, belli bir hedefe ulaşmak için hızlı tempoda koşma ve rekabet içinde olma iç görüsünden yola çıkılarak, bu özellikler şirket çalışanlarına atfedilmiştir. Ancak görseldeki tüm atletlerin siyahi tenli olması dikkat çekmektedir. Şirketin tüm yoğun tempo içinde çalışanları siyahi midir? sorusunu beraberinde getirir. Üstelik görselde şirket  yöneticisi, çalışanları yöneten pozisyonda olan kişinin beyaz tenli olması ve işinin ehli tavrıyla gülümsemesi dikkat çekicidir. Siyahi atletlerin (şirket çalışanları) beyaz tenli patrona   doğru tam anlamıyla bir simetri oluşturarak eğilmesi, atletlerin başlangıç pozisyonu gibi görünse de  yan anlamında köle  gibi itibar etmesi ve çalışması anlamını yansıtmaktadır. Bu anlamda  Intel’in hazırladığı bu reklam siyahi tenli olan insanları daha alt pozisyonda göstermesi pozisyonuyla ırkçı reklamlar arasında yer alır.

14 Mart 2014 Cuma

Evim Evim Sıkıcı Evim

Bir süredir evimden sıkılıyorum. Fena halde hem de. Ne yapsam neresinden başlasam değiştirmeye kararsız kalıyorum. Şu salonun ortasında yıllardır duran ve artık deseni üzerine konulan bardaklardan kalan izlere dönmüş sehpadan mı başlasam, koltuklardan mı, halıdan mı bilemiyorum. Yoksa duvar kağıtlarıyla mı kaplasam evi tümden. Renklerinden bile sıkıldım.



Eşyalarıyla bağ kurabilen insanlardan olmadım hiçbir zaman. “Koltuktaki şu söküğü köpeğim yapmıştı rahmetli, hey gidi Cango” diyip duygulanamıyorum mesela. Yani tamam bir şeyler hatırlatıyor eşyalar sonuçta bize doğru ama, ben anılarımı eşyalara gömmek niyetinde değilim. Hafızamda saklıyorum anıları. Bir gün doğumunda, ya da ıslak toprak kokusunda yeşerebilsinler istiyorum. Gerisi sadece eski ve kullanışsız eşyalar olarak görünüyor gözüme. Tat vermiyorlar bana artık. Hem ne diyor Cicero, “tatsız bir ev, ruhsuz bir beden gibidir.” Sanırım bedenimin yeni bir ruha ihtiyacı var artık.




Evet evet, değiştireceğim evi baştan sona. Çalışma masamdan başlayacağım işe. Sonuçta en çok onun tepesinde vakit geçiyorum. Ardından da koltuklar... Belki ortadakini atıp yerine bir zigon sehpa da alırım, hem daha kullanışlı. Küçük küçük, aydan aya değişikliklerle üç beş aya tümden yenilerim gibi geliyor evi. Bakalım altından kalkabilecek miyim?

7 Mart 2014 Cuma

Perde Seçimi


Perde seçerken dikkat etmemiz gereken noktalar vardır. Renk olarak tercihler tamamen kişilere bağlıdır. Beyaz, kırık beyaz, krem, bej rengi gibi renkler daha çok tercih ediliyor. Ancak bilinmesi gereken beyaz, ışığı çok yansıtır. Bu sebeple oda daha aydınlık olur. Yani dikkatleri daha çok pencerelere çekebilir. Bej ve tonlarında ise evinize daha yumuşak ve sıcak olduğu izlenimi verirsiniz. Hem diğer renklerle olan uyumu da çok iyidir.



Perde alınırken seçilen kumaş cinsi yine evinizi etkileyen bir unsurdur. Şeffaf ve dantelli perdeler ışığı çok kesmez. Direk odaya ışık girmesine izin verir. Pamuk perdeler ise yarı saydamdır diyebiliriz. Kalın perdelerde ise ışığın içeri girmesi tamamen engellendiği için perdeler kapalı iken içerisi de karanlık olur.

Ofislerde ise perde yerine daha çok jaluzi kullanımı tercih edilmektedir. Jaluzilerin temizliği perdelere göre daha zor diyenler de var daha kolay diyenler de. Ben kolay olduğunu düşünenlerdenim. Tek bir hamle ile yerinden çıkarılıp takılabilen jaluzileri küvete koyup üzerine su tutup kurumasını beklemek kadar kolay temizliği. Yerinden çıkarmadan sırasıyla 2 yöne çevirerek toz da alınabilir. Öğrencilik yıllarımda ilk defa kullandığım jaluziyi ileride evimde de kullanmayı düşünüyorum. Şimdilik eşim perde sevdiği için perdelerde devam ediyoruz.

Piyasada perde ve jaluzi satan çok fazla firma var. Önemli olan ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurup daha sonra göz zevkinize de iyi gelen bir tanesini seçmek.