Rap, Amerika'nın yoksu mahallelerinde ortaya çıkmış, ezilmeye, ayrımcılığa, çetelere, açlığa ve yoksulluğa karşı isyan etme aracı olarak kullanılmış bir müzik türüdür. 1950'lerin başında, yeni doğduğu sıralarda, sadece siyahların icra ettiği ve yaptığı bir müzik türü olan Rap, zamanla daha geniş kitlelere yayılıp tüm Amerika'nın ve tüm renklerin ve ırkların ilgi gösterdiği bir tür haline geldi. Tüm zamanların gelmiş geçmiş en büyük Rap sanatçısı olarak gösterdiği Tupac'la birlikte, rap furyası tüm dünyaya yayıldı.
Türkiye'nin raple tanışması ise Cartel'le oldu. Almanya'da yaşayan Türklerin kurduğu Karakan, Erci-E ve Cinai Şebeke isimli grupların birleşmesi ile ortaya çıkan bu oluşum, aynı isimli albümle piyasaları salladı. Genç yaşlı herkes şarkılarını ezberledi, konserlerine gitti. Fakat grubun albümden sonra dağılması, onların ününün sonu oldu.
Sonra Ceza çıktı ortaya ve bir daha unutturmayacak şekilde hatırlattı rapi Türkiye'ye. Med-Cezir isimli allbümü, Ceza'nın kemik kitlesi dışında tanınmasını sağladı ve o dönemden sonra hep "Türkiye'nin Rapstarı" olarak anıldı. Programlar, reklam filmleri, film soundtrackleri, pop düetleriyle birlikte Ceza rapi ilk kez bu denli spotlar altına soktu. Ceza'nın yanında biraz daha farklı bir yoldan yürüyen ve kemik kitlesiyle kalmayı tercih eden Sagopa Kajmer de bir hayli ilgi uyandırıyordu.
Ceza'nın açtığı yolda yürüyen gençler de, yeraltı rap piyasasının oluşmasını sağladı. Son yıllarda rap müzik ülkemize gümbür gümbür geliyor. Belki de popu tahtından eden müzik o olur, kim bilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder